Ali Baba’nın Çiftliği’nde Bir “Toprak Ana”

Hızlı kentleşme, bu durumun hem sebebi hem de sonucu olarak görebileceğimiz göç, günümüz insanının toprakla, doğayla olan bağını koparmış görünüyor. Toprağa dokunmayan, doğadaki bitkileri ve diğer canlıları ancak kitaplardan, televizyon ekranlarından görebilen nesiller  yetişiyor. Bununla da kalmıyor; kentli insan, kendi kurallarına göre yasalar koyan şehirlerde onu boğan, strese sokan, ruhsal ve fiziki dengesini alt üst eden trafik, çevre kirliliği, gürültü, doğal beslenmeden uzaklaşmanın yarattığı sağlık sorunları gibi daha pek çok sorunla baş etmek zorunda kalıyor. Tam da bu sebeple insanoğlu kendine küçük kaçışlar, sığınaklar, avuntular arıyor. Doğaya, öze kaçış ön plana çıkarken, toprakla kopan bağını bilinçaltına kodlanmışçasına yeniden hatırlama ihtiyacı hissediyor.

Avrupa’nın yarım yüzyıldır tecrübe ettiği, ülkemizde ise beş-on senedir hayatımızda olan “kent bahçeleri” hareketinin çıkış noktası “tam da budur” diyebiliriz. İnsanın toprakla olan bağını yeniden kurmasına yardımcı olmak… Günümüzde birbirine geçmiş çeşitli tanımlamalarla anılıyor bu hareket. Kent bostanları, kent bahçeleri, hobi bahçeleri… Bugüne kadar daha çok yerel yönetimlerin önermeleri arasında gördüğümüz kent bahçeleri, son yıllarda cesur bireysel girişimlerle de adından söz ettirir hale geldi.

Ali Baba’nın Çiftliği’nde Bir “Toprak Ana”

Hobi bahçeciliğinin yöredeki ilk örneklerinden sayılabilecek Ali Baba’nın Çiftliği; Kırklareli gibi toprakla bağı hala diri olan bir yörede kendi toprağından filizlenen ve içerisinde cesur bir kadın girişimcilik hikayesi barındırmasıyla dikkatleri çekiyor.

Ayfer Kayhan Üstündağ bir ziraat mühendisi. Kırklareli’de yaşıyor. Aslen Kırklareli’nin Pınarhisar ilçesine bağlı Yenice köyünden. Kırklareli’nde Tarım İl Müdürlüğü’nde senelerce çalıştıktan sonra geçtiğimiz aylarda emekli olmuş. Onun emekliliğin tadını çıkarmanın bin bir türlüsü dururken  hobi bahçeciliği ile kesişen hikayesi tam da burada başlıyor.

Kırklareli’nin Babaeski yönünde çıkışında bulunan ailesine ait 35 dekar araziyi nasıl değerlendirebileceği üzerine kafa yoran Ayfer hanım, meslekten edindiği tecrübelerinden yola çıkarak Kırklareli’nde pek de denenmemiş bir yol seçer. Apartman hayatına hapsolmuş, ekecek küçük bir bahçesi bile olmayan ve bu uğraşa gönül vermiş kişilere arazisinin bir bölümünü hobi bahçesi olarak açmak, onlara mesleki bilgilerinin ışığında destek vermek için harekete geçer. Sermaye olarak emekliliğinden aldığı toplu parayı ortaya koymaktan çekinmez.

Bu özel girişimde yol arkadaşları ise yine yakın aile fertleri olur. Toprakla olan bağını hiç kaybetmemiş, geçimini ekip biçerek kazanmış ve geleneksel tarımla uğraşan ablası Tülay Üstündağ ile biri İTÜ mezunu, diğeri konservatuar bitirmiş fakat henüz mesleklerinin gereği pozisyonlarda kendilerine iş olanağı yakalayamamış iki yeğenini yanına alarak bu girişimi bir aile işletmesine dönüştürmek üzere yola çıkarlar. Ayfer Üstündağ Kayhan bu süreci şöyle özetliyor :

“Ben mesleğim sebebiyle işin teknik ve bürokrasiyle geçecek kısmını biliyordum. Ablam Tülay Üstündağ ise geleneksel tarımın içinde yetişmiş, bazen diplomaların bile size veremeyeceği kadar çok deneyimle donanmış, adeta toprakla konuşan bir kadın. Kırklarelililer onu yöremizin milli içeceği olması için didindiğimiz hardaliye üretimi ve bağcılık çabalarıyla da tanırlar. Yeğenlerimin okudukları okullar sonrasında henüz bir pozisyona yerleşmemiş olmalarını hem onlar hem kendimiz için bir şansa dönüştürmek istedik. Her birimiz ipin bir ucundan tutarak, yıllarca ekip biçtiği topraklarla bizi beslemiş, büyütmüş babamız Ali beyin ismini bu girişime uygun gördük. ‘Ali Baba’nın Çiftliği’ dememiz bu sebepledir.”

Hobi bahçelerinin oluşturulmasında Üstündağ ailesinin elin değmediği yer yok. Abla kardeş kolları sıvayarak parselleri hazırlamışlar, çitlerini çekmişler, yeğenlerin de yardımıyla toprak hazırlığını ve bir hobi bahçesi için gerekli olabilecek altyapı imkanlarını bir bir sağlamışlar. Şimdilerde ise ileride misafirlerin dinlenme imkanı bulabileceği, Kırklarelililer’e ve çiftliği ziyaret edeceklere yöresel tatları da sunabilecekleri hayalinde oldukları butik bir kafe-kır bahçesi hazırlamakla meşguller. Toprak işleri bir yana fakat çok da bilmedikleri yapı-inşaat işleri çok daha zamanlarını alıyor, belli ki. “Son günlerde havalar gök gürültülü ani sağanak yağışlarla geçtiği için bu işlerimizde gecikme yaşıyoruz.” diyor Ayfer hanım.

35 Dekar alanda şimdiye kadar her biri 100 metrekare büyüklüğünde 20 adet hobi bahçesini tesis etmeyi başarmışlar. Bu bahçelerden 10 tanesinin tüm alt yapısını hazırlayarak hemen kullanıma hazır hale getirmişler. Diğer 10 tanesininse ufak tefek işleri kalmış. Arazinin 2 dekarını çilek tarlası olarak ayrıca değerlendirmişler. Çileklerin ilk hasadını ise Mayıs ayının ilk günlerinde gerçekleştirmişler bile. Kırklarelililer’i yetiştiği ortamı bizzat görerek gönül rahatlığıyla çilek almaya, hatta zaman zaman müsaade ederek dalından toplamaya davet ediyorlar.

Ayfer Kayhan Üstündağ, arazinin kendilerinin olmasının avantajıyla, şimdiye kadar emekliliğinden kazandığı öz sermayesi ile işlerin ilerleyişini sağladığını söylüyor. Kafe-kır bahçesi, alet edavat parkı gibi yan tesisler için KOSGEB gibi, Trakya Kalkınma Ajansı gibi girişimciliğin önü açan kurumlara projeler üreterek başvuruda bulunacaklarını sözlerine ekliyor. Meslekten edindiği gözlemlerle şu tespitte bulunuyor :

“Çağımızın maddi manevi en büyük rahatsızlıkları topraktan kopuk oluşumuzdan kaynaklanıyor. Bağlı bahçeli evlerimizin yerini yüksek apartmanlar aldı. Çocuklarımız bile oyun oynayacak, koşturup kirlenecek kadar topraktan yoksun hale düşmeye başladı. Şehir hayatı başta stres olmak üzere, beslenme kaynaklı hastalıkları karşımıza çıkarır oldu. Temiz ve doğal gıdalar yerine fastfood tarzı beslenme alışkanlıkları obezite, diyabet gibi daha pek çok hastalığın baş aktörü olarak görülüyor. Vücudun yeterince çalıştırılamadığı hareketsiz bir hayata mecbur yaşıyoruz.

Kırklareli’nde yeşertmeye çalıştığımız hobi bahçeleri ile tam da bunun üzerine gitmeyi amaçlıyoruz. Bağsız bahçesiz kalmış insanımızın toprakla olan bağını yeniden kurması için arazimizi açıyoruz. Kendi ürünlerini yetiştirsinler, çoluk çocukları, torunları toprakla büyüyen nesiller olsun, tohumu toprağa attığı, fideyi toprağa diktiği ilk andan itibaren kontrolü kendilerinde olan bir süreçte yetiştirdikleri doğal besinleri sofralarına götürebilsinler. Her şeyin ötesinde bunun hazzını tadabilsinler. Biz bu üretim sürecinin her aşamasında teknik olarak da her türlü desteği vermeye hazırız. Üstelik doğada geçirecekleri bu vakit onların şehrin karmaşasından bir süre için de olsun koparak tazelenmelerinin önünü açacaktır. Toprakla uğraşıyor olmak vücutlarındaki negatif elektiriği atarak, daha hareketli bir yaşam sürmelerine farkında olmadıkları bir destek sağlayacaktır. Birbirine komşu hobi bahçelerinde çalışan diğer üreticilerle kuracakları insani ilişkiler farklı bir sosyalleşmenin, dostluklar kurmanın kapısını aralayacaktır.

Bunun için, henüz ilk senemiz fakat biz buradayız. Kırklarelililer’i hatta yakın çevreden gelebilecek olanları Ali Baba’nın Çiftliği Hobi Bahçeleri‘ne bekliyoruz.”

Kendisini besleyip büyüten, okutup yine onunla haşır neşir bir meslek sahibi yapan toprağına, köklerine ve dahi mesleğine adanmışlığıyla çok özel bir kadın hikayesi yeşeriyor Kırklareli’nde. Ayfer ve Tülay Üstündağ kardeşlerin arkalarından gelmek isteyebileceklere ilham olabilecek hikayeleri…

Şimdi onların bu çabalarını alkışlamak ve destek vermek zamanı. Trakya Gezi Rehberi olarak biz de onların kendi şehirlerine, kendi topraklarına kattıkları maddi manevi değer için teşekkürler ediyor, başarılar diliyor ve onların bu samimi, canhıraş çabalarını takipçilerimizle buluşturmayı bir borç biliyoruz.

ALİ BABA’nın ÇİFTLİĞİ
HOBİ BAHÇELERİ

Adres : İstanbul Yolu, 5. km / Kırklareli     Tel : 0 542 534 7237 / 0 532 566 8519

Facebookpinterestmail