Kırkpınar Davetiyesi; Kırmızı Dipli Mum
Olimpiyat oyunlarından sonra tarihin en uzun soluklu spor müsabakası olarak değerlendirilen Edirne’nin “Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri” aynı zamanda UNESCO’nun “İnsanlığın Somut Olmayan Kültür Mirası” listesinde yer almaktadır. Bu saygın değeri hak edişinde kuşandığı ve damıta damıta günümüze taşıdığı ritüeller büyük rol oynar.
Kırkpınar’ın ifadesini hakkıyla bulmasında bu ritüeller çok büyük öneme sahiptir. Her birinin bir işleyişi, bir anlamı, kadim Kırkpınar geleneğine kattığı bir değer vardır.
Günümüzde çeşitlenen iletişim yollarına rağmen sürdürülen “kırmızı dipli mum” ile davet ritüeli içlerinde en renkli, en kendine kimlikli olanlarının başında gelmektedir.
Kırkpınar Davetiyesi; Kırmızı Dipli Mum
Gelenek içinde ritüelin ne zaman başladığı, ne kadar zamandır sürdüğüne net bilgiler olmasa da, Türkçemiz’de “kırmızı mumla çağırmak” şeklinde bir deyimin bulunması toplum tarafından içselleştirilmiş bir kabulü olduğuna işaret etmeye yeter.
“Kırmızı mumla çağırmak” deyimi “birini çok isteyerek, yana yakıla bir yere davet etmek” manasında yörede sıkça kullanılan bir deyimdir. Genellikle “Seni oraya kırmızı mumla mı çağırdılar, ne diye gittin ?” şeklinde olumsuzlanan cümlelerde “pişmanlık” duygusu yaratarak daha güçlü bir anlam kazanır.
Trakya Üniversitesi (TÜ) Balkan Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Ahmet GÜNŞEN, bu deyimin yörede yaygın kullanışının Kırkpınar geleneğiyle daha yerleşmiş olabileceğini vurgularken, geleneğin mumlarla ağaç formu verilmiş objelerin süslendiği ve bereketi ifade eden “nahl” geleneğiyle ilşkisine dikkatleri çeker.
“Kırmızı mumla çağırmak” deyimden de anlaşılacağı üzere “çok isteyerek davet etmek” manasını omuzlarına yüklenerek, Kırkpınar geleneği içerisinde de aynı ifadeyi bulur. Bu gelenek için en doğru tabir, kırmızı dipli mumun bir çeşit “Kırkpınar davetiyesi” olduğunu söylemek olacaktır.
İletişimin günümüzdeki kadar çeşitli olmadığı dönemlerde, Kırkpınar’a davet edilecek pehlivanlar, devlet erkanı, toplumun önde gelen şahsiyetleri için ulaklar çıkartılır, kırmızı dipli mumlar gönderilirmiş. Edirne’deki mumhanelerde dökülen kırmızı dipli mumlar, Kırkpınar’ın hamisi olarak değerlendirilen Kırkpınar ağasının bir davetiyesi olarak, bahar aylarından itibaren atlı ulakların terkisine yüklenir; hatta yol boyunca geçtikleri köylerde, civar yerleşimlerde, halkın toplu olarak gittiği kahvehaneler gibi mekanlara bu mumların asıldığı olurmuş.
Bu kadim gelenek iletişim alanında yaşanan tüm gelişmelere rağmen Kırkpınar’ın bir rengi olarak günümüzde de sürdürülmektedir. Yerel yöneticiler, Kırkpınar ağaları, Kırkpınar düzenleme komitesinde yer alan yetkililer bizzat devlet büyüklerini ziyaret ederek, beraberlerinde “kırmızı dipli mum” götürmektedirler. Bu durum gelenekten beslenen bir saygınlık ifadesi taşıyarak, o kişinin Kırkpınar çayırını şereflendirmesinin arzulandığını göstermenin en güzel yolu olarak görülmektedir.
Son olarak; Trakya Üniversitesi (TÜ) Balkan Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Ahmet GÜNŞEN, 1990 yılında düzenlenen Kırkpınar Yağlı Güreşleri sırasında Edirne şehir otogarında ve Kırkpınar Er Meydanı Sarayiçi’ne büyükçe kırmızı dipli mumlar konulduğunu ve bu mumların Kırkpınar süresince yanar halde tutulduğunu anımsatıyor. GÜNŞEN, olimpiyat oyunlarında rastladığımız “olimpiyat ateşi” türünden görülebilecek bu uygulamanın sürdürülmesinin Kırkpınar ritüellerine yeni bir halka eklenmesi anlamına gelebileceğine işaret ediyor.
Kırkpınar’ın en güzel ritüellerinden olan “kırmızı dipli mum” ile davet geleneği, iyi korunması ve vurgulanması gereken bir ritüeldir. Zira son yıllarda ülkemizde yağlı güreş müsabakalarının yapıldığı başka yerleşimlerin yöneticileri de bu geleneğe tutunarak davetlerde bulunmaktadırlar. Bu durum yıllar geçtikçe Kırkpınar ritüelleri ile ilgili aşınmalara ve algıda farklılaşmalara sebep olabilecek bir risk de taşımaktadır.
Kırkpınar Er Meydanı;Sarayiçi’nde bu geleneği figürleştiren bir heykel ile buna ait bir de yazıt bulunmaktadır.