Laladere Kır Lokantası
Büyük şehirlerin keşmekeşinden kaçanların hem dinlenip zindelik kazanmak hem de doğanın orta yerinde lezzetli bir yemek yiyebilmek için tercih ettiği kır lokantalarının sayısı son yıllarda büyük artış göstermektedir. Keza bu durum Trakya’da da böyledir.
Tekirdağ’ın Saray ilçesine bağlı Güngörmez köyü sınırları içerisinde yer alan Laladere Et & Balık Kır Lokantası, Çorlu, Çerkezköy ve Lüleburgaz gibi iş yoğun yaşanan yerleşim yerlerine yakın oluşuyla ve İstanbul gibi bir metropolün insanı yoran kaosundan kaçıp “yakın yerler” arayışında olanlar için iyi bir seçim olabilir. Dilerseniz bu mekana birlikte adım atalım.
Güngörmez köyü Tekirdağ’ın Saray ilçesine bağlı bir yerleşim yeri. Son yıllarda Trakya’da gezginlerin en çok ziyaret ettiği yerlerden olan Kıyıköy yolu üzerinde oluşunun avantajı ile ziyaretçisi hiç eksik olmayan Güngörmez, Istrancalar’ın 300-400 metrelerdeki ormanlarla kaplı tepelerinin ortasında zengin bir doğaya ev sahipliği yapıyor. Adını sık orman örtüsünden sebep güneş bile görmeyen buz gibi kaynak sularından aldığı rivayet ediliyor. Osmanlı-Rus savaşı sebebiyle 1877’de Bulgaristan’ın Varna kazasından kaçıp yöreye gelen ailelerce kurulmuş tipik bir Trakya köyü burası. Köy doğaya kaçış arayışı içerisinde olan, özellikle sanat camasından birçok ünlü ismin yazlık ve bağ evlerine de ev sahipliği yapıyor.
Köyün Kıyıköy yönüne doğru 5. km’sinde bulunan Laladeresi ( Saray’a 13 km, Bahçeköy’e 3 km uzaklıkta… ), ilçenin bir diğer köyü olan Bahçeköy ile sınır oluşturuyor. Anayol üzerinde yer alan köprüden geçmeden sola ayrılan yolu işaret eden “Laladere mesire yeri” tabelalarını görmemeniz mümkün değil. Bazen güzellikleri keşfedebilmek için yoldan çıkmak gerekir ya; bu tabelaların sizi davet ettiği mesire yerinde bulunan Laladere Et & Balık Lokantası’na ulaşmak için orman dokusunu duya duya katedeceğiniz yaklaşık 500-600 metrelik bir orman yolu daha var.
Ve, sabrın sonu selamet… Burası aslında Güngörmez köyünün mesire yeri olarak biliniyor yörede. Fakat Kıyıköy’ün iç turizmde yaşadığı hareketliliği değerlendirmek isteyen Güngörmez Köyü’nden Zülfü KARATEPE, burada kurduğu mekanın olduğu kadar mesire yerinin de işletmesini almış. Bunun için birkaç futbol sahası büyüklüğünde bir alana yeme-içme ünitelerinin olduğu salaş mekanlar ( restaurant, büfe, çay bahçesi vb…), çocuk oyun alanları, futbol-voleybol sahaları, piknik masaları vb…tesis etmiş.
Böyle bir yerin temiz tutulabilmesi için bu geniş alanın pekçok kesiminde çöp kovaları koydurmuş ve düzenli olarak bu çöplerin alandan uzaklaştırılmasını sağlamış. Mekanın işletmecisi Zülfü bey bahar aylarıyla birlikte çok büyük kalabalıklara ev sahipliği yapan alanda son yılların popüler kabusu kene için düzenli ilaçlama yaptırıyor.
Bu alanın orta yerinde mesire yerine adını da veren pırıltılı sularıyla Laladere akıyor.
Laladere Et & Balık Lokantası tam bir aile işletmesi. Zülfü bey eşi ve yakınları ile mekanın ve mesire yerinin tüm işlerine yetişmeye gayret gösteriyor. Öyle ki büyük organizasyonların ( düğünler, fabrikaların piknikleri, bayi yemekleri vb…) hakkından ancak birbirini iyi tanıyıp ne istediğini tartabilen kişilerle yetişebilmenin mümkün olduğunu dile getiriyor.
Bu salaş işletmenin kapalı mekanına bitişik mutfakları nasıl bir hizmet aldıklarını görmek isteyen tüm ziyaretçilere açık. Tabi ziyaretçilerin de işlerin aksamasına sebep olmayacak hassasiyeti göstermeleri kaydıyla…Mutfak arı gibi işliyor, her işin sırası dikkatle takip ediliyor. Yemekler için hazırlanan malzemeler olabildiğince son anda taze ve sıcağı sıcağına hazırlanıp servise sunuluyor.
Bu arada mutfakta kullanılan malzemeler köy ve civarındaki üreticilerden temin edilerek hem kalitede devamlılık hem de yöre insanının kazanması sağlanıyor. Lafın yeri gelmişken mekanın işletmecisi Zülfü bey, herhangi bir büyük marketin et reyonundan çok daha ucuza dökme kıyma vb…almak mümkünken kendisinin köyde doğal yayılışıyla yetişen hayvanlardan elde edilen ürünleri köylüden biraz daha fazla ödeyip aldığını söylüyor. Kendisi de bir üretici olan Zülfü bey böylece yörede kaliteli hayvancılık yapılabilmesinin de teşvik edilebileceğini aktarıyor.
Mekanda et ürünlerine dair seçenekler bulabiliyorsunuz. Fakat odun ateşinde taş fırında pişen güveçte alabalık, kendilerinin menüde öne çıkarmaya çabaladıklarının ilk sırasında yer alıyor. Haksız da sayılmazlar hani. Önce yayvan toprak güveçlerde fırında ateş gören alabalıklar bir süre sonra kenara alınıp özel hazırlanan mantarlı sosu kepçe ile dolu dolu veriliyor.
Bu arada bu mantarlar Istrancalar’ın bu yöresinden elde ediliyor. Öyle ki yörede bu mantarları toplamak bir iş koluna dönmüş durumda. Mantar zamanı olarak anılan dönemlerde büyük soğutuculu araçlar ile tüccarların köylere duyurular yapıp, bedelini hemen ödeyerek mantar toplatıyor. Yörede değiik isimlerle anılan bu mantarlar çok değerli, getirisi yüksek ve tüccarlarca alınan bu mantarlar çok daha pahalı fiyatlara İtalya başta olmak üzere bazı Avrupa ülkelerine gönderiyliyormuş. Zülfü bey, işte bu cins mantarı alabalıkta kullandıklarını eklemeyi ihmal etmiyor.
Bir süre mantarlı sosuyla fırında demlenen alabalıklar yeniden kenara alınıp üzerine bolca kaşar rendesi verilip, çok az daha ateş gösterilip servise alınıyor. Kullanılan peynirler de olabildiğince yöreden temin edilmeye çalışılıyor. Mantar soslu alabalık ile kaşarın fırında birlikteliği, hele ki güvecin de katmerlendirdiği lezzetiyle tarifsiz…
Fırında kaşarlı mantarlı alabalık tercih edemeyenler için alabalığınızı dilerseniz tavada nar gibi kızarmış olarak da alabiliyorsunuz.
Köftelerde ve diğer ızgaralarda kullanılan etler özenle seçiliyor. Mekanın dışarısına yerleştirilmiş mangalın ateşinde buram buram kokusunu yayan köfteler etler sizi bu mekana çekmeye yetebiliyor. Mekanda değil de mesire yerine getirdiği mangalda kendisi hazırlamak isteyenler için ızgara et ve köfteleri çiğden hazır olarak da alabiliyorsunuz.
Zülfü bey özellikle bahar ayları ile birlikte burada çevirme yenmesini tavsiye ediyor. “Bu konuda çok başarılı olduğumuzu söylemek istiyorum.” diye ısrarla dile getiriyor. Süt kuzusu ve oğlak çevirme için bahar aylarında mekana gelenlerin sayısı bir hayli fazlaymış meğer.
Mekanın mutfağında geleneksel yöre mutfağından örneklere de yer veriliyor. Sini börekleri, tatlılar, bu yörede çok meşhur olan manda yoğurdu bunların arasında sayabileceklerimizin başında yer alıyor.
Örneğin orada bulunduğumuz gün mutfakta ikram edilen pırasalı börek el açması ve ev usulü yapılmıştı. Kesinlikle çok lezzetli olduğunu söylemeliyim.
Manda yoğurdu ise ancak mekanın müşterilerine sunulacak kadar yine kendileri tarafından hazırlanıyormuş. Sözün burasında Zülfü bey; “Adı dile düşünce yörede o kadar çok manda yoğurdu yapan oldu ki, talebi karşılamak için bazen sütlerin karışık kullanıldığına tanık oluyoruz. Bu sebeple kendi yoğurdumu kendi sütlerimden kendi ellerimle hazırlamayı yeğliyorum. Güven önemli. Çok kişiye satmasam bile gelen müşterilerimin ağzına bir parça da olsa tat çalmış olmak bana yeter.” diyor. Hoş; mekanı ziyaret ettiğimiz gün sobanın üzerinde yoğurt yapılmak üzere kaynamaya bırakılmış sütün tuttuğu bir-iki parmak kalınlığındaki kaymak bunu belgeler gibiydi. Yörenin bu meşhur manda yoğurdundan mutlaka tatmalısınız.
Mekanın ulu ağaçlar altındaki yeşil alanları müşterilerin rahat edebilmesi için hoş detaylarla süslenmiş. Küçük süs havuzları, salıncaklar, hamaklar vb…hoş detaylar.
Doğanın kucağında ağzınızın tadıyla yemeğinizi yiyebileceğiniz ve ayrılırken kendinizi mutlu hissedebileceğiniz Laladere Et & Balık Lokantası, her türlü davet ve organizasyona mütevazi yaklaşımıyla ev sahipliği de yapıyor. Bu maksatla organizasyonun büyüklüğüne ve çeşidine göre mesire alanının tüm bölümlerini değerlendirebildiklerini söylüyor mekanın işletmecisi Zülfü bey.
Son bir hatırlatma ile Laladere’deki bu mekanın yılın 12’i ayı boyunca aralıksız hizmet verdiğini de sözlerimize eklemiş olalım.
Eğer ki yolunuz Kıyıöy’e düşerse, birkaç saat için bile olsa yoldan çıkıp orman içindeki bu mekana sapmanızı öneriyoruz. Pişman olmayacaksınız…
Laladere Et & Balık Kır Lokantası ve Mesire Alanı
Adres : Kıyıköy Yolu üzeri, 13.km ( Laladere köprüsü sapağı ) Güngörmez – SARAY
Tel : 0 532 791 96 86 ( Zülfü KARATEPE )