Saros’un Gözleri; Mavi Vurgun

Doğru mudur, yoksa dikkatleri o yöne çekmek için Orhan VELİ’ye atfedilmiş bir şehir efsanesi midir bilinmez ama, hikaye gerçekten hoştur. Orhan VELİ ve Aziz NESİN, Bursa’ dan İstanbul’ a dönmektedirler. Gemlik’e yaklaşırken Orhan VELİ Aziz NESİN’i uyarır :

Birazdan denizi göreceksin, sakın şaşırma ! “

Bu söz öyle derin bir etki yaratacaktır ki, seneler sonra ilçenin belediye başkanı bu mısraları değiştirmekte beis görmeyip, üzerinde devasa puntolarla “Gemliğe gelirken denizi göreceksin, sakın şaşırma !” yazılı dev reklam panolarıyla ilçeye gelenleri karşılama yolunu seçecektir.

Orhan VELİ’nin uyarısına rağmen, büyüleyici manzara ise Aziz NESİN’i hayranlıkla yüklü bir şaşkınlığa sevketmekten alıkoyamayacaktır. “Aaa, deniz !”

Koru Dağları’ nı Evreşe Ovası’na doğru inerken, baş döndürücü ıtırlı kokularıyla çam ormanlarının arasından, pırıltılı sular üzerinde kıyıya yakın 3 tane adacık, sizi koltuğunuzda doğrulmaya teşvik eder. Ormanın aralanıp, daha fazlasını görebilmeniz için müsade etmesini istersiniz bir an önce. Bazen denizin kabarıp anayola değin sokulduğu sığ ovaya indiğinizde, körfezin de en uç noktasındasınızdır artık.

Evreşe Altı denilen bu sığ ovada durup denizi tam karşınıza aldığınızda, sağınıza doğru Keşan kıyılarından başayarak uzanan körfez, Enez’de Meriç nehrinin denize döküldüğü Yunanistan sınırına değin körfezin kuzey kıyılarını çizer. Solumuzda ise Gelibolu yarımadasının Ege’deki kıyıları boyunca uzanan ve Eceabat ilçesinin Suvla koyunun bittiği Küçük Kemikli burnunda nihayetlenen bu körfez, Saros Körfezi‘dir.

Ege Denizi’nin en kuzeyinde, Trakya kıyılarınında yer alan Saros, soğuk ama dingin suları, temiz kalmayı şimdilik başarabilmiş uzun kumsalları ile tatilcilerin ve doğaya kaçmak isteyenlerin gözdesi olmaya başlamıştır. Saroz’un zengin su altı güzellikleri ise son yıllarda dalış meraklılarını mıknatıs gibi yöreye çekmektedir. Derinlik sarhoşluğunun müptelaları için, denizinin mavisine vurgun oldukları Saros dalıcıların mutlak kutbudur.

Saros dünyanın en temiz 3 denizinden biri olarak gösteriliyor. Daha doğrusu belli dönemlerde denizin kendi kendini temizleme yeteneği ile bu ünvanı alıyor. Şubat, Nisan ve temmuz aylarının ikinci yarısında oluşan ve yaklaşık 2 hafta süren güçlü yüzey ve dip akıntıları denizin her daim temiz kalmasını sağlıyor ve su altı zenginliğini besleyen suyun oksijen zenginliğini sağlıyor.

Saros 144 çeşit balık, 34 çeşit sünger ve 78 çeşit deniz bitkisine ev sahipliği yapan zengin sulara sahip bir denizdir. Geniş kumsallar daha çok kuzey kıyılarında bulunmaktadır. Keşan ve Enez kıyılarında yer alan, Enez, Mecidiye ve Erikli kumsalları özellikle tatilcilerin denize girmeyi tercih ettikleri yerlerin başında gelmektedir. Bu yörede konaklama imkanları daha fazladır. Saros’un Gelibolu kıyıları ise daha çok falezli bir yapı göstermektedir. Birbirine yakın girintili çıkıntılı burunların arasında birden karşınıza çıkan bir çok koya rastlarsınız. Daha çok Gelibolu’nun Güneyli limanı çevresinde yoğunlaşan konaklama imkanları mevcuttur.

Şimdi dalış ile ilgili bilgiler ışığında Saros Körfezi kıyılarına bir göz atalım.

Şüphesiz bu virüsü tüm dünyaya bir TV ekranından yaymayı başaran, Calypso gemisiyle tüm dünya okyonuslarını ve denizlerini dolaşan, kırmızı beresi ve kalın çerçeveli gözlükleriyle suyun altındaki büyüleyici dünyayı gözler önüne seren Kapan Cousteaudur. Dalış merakı onun sunduklarıyla bir ivme kazanmıştır desek yerinde bir tesbit olur.

Kaptan Cousteau 70′ li yıllarda Saroz’a da gelmiş ve bir dizi dalışın ardından hayranlık hislerini “Saros Kızıldeniz’ in sanki kuzey versiyonu gibi…” diyerek dile getirmiştir. Hal böyle olunca, merak hisleriyle adrenalini bir disiplin içinde harmanlayarak sunan dalış okulları son yıllarda birbiri ardına açılmaya başlamıştır. Saros İstanbul’ a yakınlığıyla dalış tutkunlarının en gözde mekanlarından biri haline gelmiştir.

SCUBA sözcüğü İngilizce karşılığı “Self Contained Underwater Breathing Aparatus” kelimelerin ilk harflerinden oluşturulmuş, dilimize “su altında kendine yetebilme donanımı” şeklinde çevrilmiştir.

Bazen kolaylık osun diye “tüplü dalış” gibi tabir edilse de, dalıcılar bu işin disiplini açısından “Scuba” kelimesini tercih etmektedirler.

Dalışı öğrenmenin sanıldığı kadar zor, sanıldığı kadar tehlikeli olmadığını söylüyor dalış eğtmenleri. Dalış eğitimleri dünyada bir ekol olan CMAS ( Dünya Su Altı Federasyonları Birliği ) ve PADİ disiplinlerine göre verilmektedir. Bu dalış eğitimleri sonucu edinilen bröveler, TSSF ( Türkiye Sualtı Sporları Federasyonu ) tarafından kabul edilmekte ve bununla dünyanın herhangi bir noktasında dalış yapılabilmektedir. Sertifikalı bir dalıcı olmak için, sağlık şartları el vermeli ve en az 14 yaşında olmak yeterlidir. Fakat, 14-18 yaşları arasındakiler için ailelerinden “Veli muvafakiyet Belgesi” alınması gerekmektedir. Orta düzeyde yüzme bilen, suda korkularından arınmış rahat bir hissedişe sahip olmak yeterlidir. İşin bundan sonrası teorik ve pratik eğitimleriyle sayısı günden güne artan dalış okullarından birini tercih etmektir.

Dalış okullarının birçoğu uygun fiyatlarla dalış ekipmanları kiralamaktadır. Bazı dalış okulları önceden duyurudukları kamp programlarıyla eğitimlerini vermektedirler. Buna karşılık, pahallı gibi düşünülen dalış eğitimlerinin böyle algılanmasının sebeplerinden birisi konaklama, yeme ime, ulaşım giderleri gibi giderlerin kişiye özel tercihlerle fiyatların iyce şişmesidir. Bu konuda dalış okulları kişileri serbest bırakmaktadır.

Dalış eğitimleri bağlı oldukları ekolün disiplinlere göre benzerlikler göstermektedir. Örneğin, CMAS programlarını ele alırsak, 1-2 ve 3 yıldız dalıcı eğitimleri verilmektedir. Herbir aşamaya ait sertifikalara sahip olunur.

Bir yıldız dalış eğitimine en az 14 yaşındakiler, aile vekaletiyle katılabilirler. Bir başlangıç programıdır. Teorik eğitimler, havuz eğitimleri ve açık deniz eğitimleri olarak 3 aşamalı bir eğitim sistemine sahiptir. Performans ekseninde dalış eğitimi alacak kişi değerlendirmeye tabi tutulur. Eğitim sonunda CMAS 1 Yıldız Balıkadam sertifikasına sahip olanlar, artık açık deniz dalış eğitimi sahibidirler. Belli şartlar ile ( en az 2 yıldız sahibi dalıcı ile birlikte olmak şartıyla ) en fazla 30 mt. derinliğe dalabilirler.

İki yıldız dalış eğitimi için en az 15 yaşında olmak gerekmektedir. 1 Yıldız balıkadam sertifikasına sahip olmak gerekir. Teorik eğitim ve açık deniz eğitimleri verilir. En çok 30 mt.ye kadar dalabilir. Eğitmen gözetimindeyse 42 mt.ye kadar dalabilir. Dalışlarda liderlik becerisini pekiştirmeye yönelik bu eğitimlerde, en az 20 açık deniz dalışının dalış defterine kaydedilmesi beklenir.

Üç yıldız dalış eğitimi ise, 18 yaşını doldurmuş olmayı gerektiren bir aşamadır. Federasyonun 2 yıldız balıkadam eğtiminin alınmış olmasını şart koşar. En az 40 açık deniz dalışı yaptığını dalış defterine kaydetmelidir. Öte yandan en üst aşama olan bu bölümde, kurtarma eğitimlerine ağırlık verilir.

SAROS KÖRFEZİ DALIŞ NOKTALARI

İBRİCE LİMANI :

Özellikle İstanbul’ dan gelen dalış okullarının en yoğun eğitimlerini verdikleri bölge İbrice Limanı bölgesinde yer almaktadır. İbrice, Keşan’ a bağlı, Mecidiye beldesine 4,5 km uzaklıta yer alan bir balıkçı barınağıdır. Limanın hemen kıyısından dalış için denize girilebilmektedir. Buna karşılık en popüler yerler ise, limanın hemen iki yanında yer alan Cennet ve Cehennem diye dillendirilen dalış noktalarıdır.

Cehennem, limanın hemen sol tarafında dik bir inişle ulaşılan bir koydur. Bu görünüm sebebiyle cehennem ismini alan koyda, dalış eğitimleri ve hem de normal dalışlar yapılmaktadır. Denizin içine uzanan kayalıklar içerisinde yer alan kovuklarda müren, mığru, böcek ve istakozlara rastlayabilirsiniz. Mercan oluşumlar gözlemlenebilmektedir.

Limanın sağında yer alan dalış noktası ise, cennet diye bilinen dalış noktasıdır. Liman kayalıklarına paralel ilerler ve 8-10 metrelere kadar derinleşebilen kayalıklar deniz canlılarını keşfedebileceğiniz yerlerdendir. Burası özellikle gece dalışları için tercih edilen yerlerdendir.

SarozKorfeziDalisNoktalari

TOPLAR BURNU – TÜNEL MEVKİİ :

Burası, İbrice limanının sağ tarafında, 500-600 mt. ilerisinde yer alan burundur. Burunu dönünce sırasıyla, İncekum ( halk arasında denizara koyu diye bilinir ) ve Uzunkum sahillerinin olduğu kıyılar sizi karşılar. Bu burun İbrikbaba burnu diye de balıkçılar arasında bilinir.

Toplar burnu duvar dalışına oldukça müsaittir. Dalıcılar genellikle tekne ile bu bölgeye taşınır, suya tekneden girerler. Bu dalış kıyıları İbrice liman bölgesine doğru, Tünel ve Kiremitlik dalış noktalarına uzanan dalıcılar için oldukça beğenilen bir dalış noktasıdır.

Derin dalıcılar için dipte, kaya oluşumların büyüleyici güzelliklerini görmek mümkündür. Sünger ve mercan kaplı birçok mağracık bu civarda gözlemleyebilecekleriniz arasında yer alır. Kovuklarda birçok böceğe raslayabilirsiniz. Saros’ un denizaltı canlılarını birarada göreceğiniz önemli noktalardan bir diğeri ise, Toplar burnundan liman yönüne doğru az ilerisinde, Tünel diye bilinen adeta bir doğal akvaryum özelliği taşıyan dalış noktasıdır. Aslında burası da Toplar burnu ile aynı sistem içinde görülmelidir.

Saros’un bütün denizaltı yaşamını bu bölgede görmek mümkündür. Mığrılar, böcekler, kalamar ve mürenler size şaşırtıcı deneyimler yaşatabilir. Bu tüneller Toplar burnunu bir uçtan bir uca diklemesine 15 metre boyunca, yaklaşık 3 metre derinlikte geçerler. Dalıcıların oldukça sevdiği bir bölgedir. Turkuaz rengi, berrak bir suyu vardır.

GÖBEKTAŞI :

Toplar burnuna çok yakın, Tünel bölgesini geçtikten hemen sonra bir başka dalış noktası ise, şekli itibariyle bu ismi alan Göbektaşı mevkiidir. Bu kayalıkların 25 metre derinliğinde mağra diye bilinen bir bölümü vardır ki, dalıcılar için merak uyandırıcıdır. Bu mağra bölgesindeki kayalıkların oyuklarında da deniz canlıları çeşitliliğiyle hayranlık uyandırıcıdır.

MİNARE KAYALIĞI :

Burası Toplar burnundan, İbrice yönüne doğru giderken, Kiremitlik dalış noktasına gelmeden raslayacağınız bir dalış noktasıdır. Derin dalış için oldukça ideal bir yerdir. Denizin orta yerinde, denizin dibinden yükselen bir kaya sütun oluşuyla bu ismi almıştır. Deneyim için test edilmesi gereken bir dalış noktasıdır.

KİREMİTLİK :

Kiremitlik, Toplar Burnu ile İbrice liman bölgesi arasında yer alan, oldukça güzel bir dalış noktasıdır. Burası kumluk bir bölgeyle başlar. Kıyıdan 40-45 metre açıkta, kumluk bölgeyi geçtikten sonra yer alan 25 metrelerde derinliği olan kayalık bir bölgedir. Bu kayalıkları denizden etrafını dolaşarak izlerken, turkuaza çalan tertemiz bir deniz sizi çevreliyor olacak. Denizaltı yaşamı için de kayalıklardaki kovuklar zenginlikler içerir.

ASKER TAŞI :

Asker taşı, Uzunkum bölgesinde yer alan bir dalış noktasıdır. Burası Toplar burnunu, Mecidiye-Erikli sahili yönüne döndüğünüzde burunun 150-200 mt. ötesinde yer alır. Burnu dönünce önce tepelerin arasına sıkışmış İncekum plajı ( Denizara ), hemen ardındaki tepede ise 1600 mt.ye varan uzunluğuyla Uzunkum plajı karşılar sizi.

Asker Taşı kıyıdan neredeyse 1 mil açıkta yer alır. 12 metre derinlikte başlayan bir resif olan Asker Taşı, 33 metre derinliğe kadar iner ve çapı 250 metre civarındadır. Deniz altı varlığı oldukça zengin bir resiftir burası. Profesyonel dalıcıların sevdiği bir nokta olmasına karşılıki akıntılara daha açık olduğunu da söylemek gerekir.

Burada özellikle iri istakozlara raslanmktadır. Deniztavşanları için de çoğalmalarını sağlayacakları zengin bir resiftir Asker Taşı. Uzunca yıllar askeri bölge lan Saroz’ un bu kesiminde, askeri tatbikatlarda atışların yapıldığı bir bölge olduğu için bu ismi aldığı söylenmektedir.

HARMANKAYA :

Harmankaya, İbrice limanına nisbeten uzak oluşu sebebiyle pek değerlendirilememiş bir bölgedir. Bu kayalık, denizin 7 metresinden 33 metre derinliğine değin ulaşarak kum zeminle buluşur. Erikli köyünün batı kıyılarından yaklaşık 1 mil açıkta bulunan, resif özelliği gösteren bu oluşum tekne dalışı için idealdir. Özellikle son dönemlerde İbrice’ de belli dönemlerde artan dalıcı nüfusundan uzaklaşıp, daha sakin bir bölge tercih etmek isteyenlerin uğrak yeri olmaya başlamıştır.

ÜÇ ADALAR :

Koru Dağlarının denize kavuştuğu noktada, Adilhan ve Sazlıdere köylerinin kıyılarının karşısında yer alan 3 küçük adacıktır. Buraya tekne ile ulaşılabilmektedir. Bu adalardan en büyüğü Hedef adası, askeri tatbikatlarda atış için kullanılan bir bölge olduğu için uzun süre giriş yasaktı. Bu adaların üzerinde yerleşim yoktur. Hedef adasında kamp yapacak küçük boş alanlar bulabilirsiniz. Sığ kayalıklarla dipten birbirine bağlı adaların etrafında dalış eğitimleri için uygun yerler bulmak mümkündür. Yine de çok değerlendirilmeyen bir bölgedir.

DESPOT KAYALIKLARI :

Despot kayalıkları dalıcıların son zamanlarda dikkatini çeken bir dalış bölgesidir. Gelibolu yarımadasının kıyılarında yer alan bu kayalıklara, Güneyli köyünden kalkan dalış tekneleriyle ulaşmak mümkündür. Güneyli’den itibaren, Fatma Kadın Koyu, Mahmutpaşa İskelesi Koyu, Mavi Saros Koyu, Emel Sayın Koyu gibi bir çok koy, Saroz’un falezli kıyıları boyunca Despot kayalıklarına değin sizi süprizler yaparak karşılar. Despot kayalıkları, Minnoş adası dalış noktasına yakınlığı sebebiyle, Saroz’un kuzey kıyılarında yer alan İbrice limanından kalkan dalış teknelerin de uğrak yerlerindendir. Falezli kıyı yapısı ile, denizaltı canlı varlığını gözlemleyeceğiniz, dalıcıların araştırmasına ihtiyacı olan bir bölgedir.

MİNNOŞ ADASI VE MİNNOŞ RESİFLERİ :

Minnoş adası, Güneyli limanına 10 mil kadar uzaklıkta yer alır.

Gelibolu’nun Fındıklı köyü sınırlarında yer alır. Fakat denizden ulaşım daha kolay olduğu için Güneyli’den teknelerle gitmek daha çok tercih edilir. Öte yandan önemli bir dalış noktası oluşuyla, İbrice’ den de dalış okulları tekne turlarıyla yöreye gelmektedirler.

Minnoş adası, kıyıdan sonra 7 metre derinlikte seyreden resiflerle kıyıya dipten bağlı ve 150 mt açıktaki bir kayalıktır. Minnoş adası deniz seviyesinden 15 metre yüksekliğe sahiptir. Oldukça derin duvar yapısıyla dip çizgisine ulaşan Minnoş adasında, dalış eğitmenleri 40 metrelerden sonra hayranlık hislerinin peşine takılıp dalınmamasını öğütlemektedirler. Adanın etrafında tam bir tur dolaşabiliyorsunuz.

Bu bölge zengin bir deniz yaşamına ev sahipliği etmektedir. Özellikle kayalıkların denize kavuştuğu noktalardan itibaren sert, turuncu mercan oluşumlar göze çarpar. Adayı kıyıya bağlayan resifler ise, denizin 7 metre derinliğinden 30 metre derinlikte kum zemine değin ulaşır. Sarpa balıkları, deniz tavşanları, böcekler ve daha bir çok deniz canlısını görmek mümkündür.

KomurIskelesi-Saroz

KÖMÜR KOYU ( KÖMÜR İSKELESİ ) :

Kömür koyu, son yıllarda dalış tutkunlarının sıklıkla uğradığı, kamp yapmaya müsait dalış noktalarından birisidir. Karadan ulaşım için, Gelibolu’nun Fındıklı köyü sapağındaki yol tabelalarını iyi takip etmeniz gerekmektedir. Güneyli limanından kalkan tekneler de Kömür limanına muhakkak uğramaktadırlar. Sağlı sollu yüksekçe tepelerin arasında yer alan koyda dalıcıları, denizin içinde derine inen kayalıklar çekmektedir. Turkuaz rengi sularıyla, deniz yaşamının tüm canlılarına ev sahipliği yapan Saros’ un son yıllardaki en gözde dalış alanlarından birisidir Kömür koyu.

BÜYÜK ve KÜÇÜK KEMİKLİ BURNU :

Kömür koyundan Saros’ un Gelibolu yarımadasında sona erdiği farzedilen Kemikli koyu doğru, Sazlı, Karaağaç koyu, İncirli koyu, Koyunyeri limanı, Ece koyu gibi yer yer deniz içine de inen dik, falezli kıyı yapıları arasındaki koylardan geçersiniz. Özellikle İncirli Koyu çevresinde, dalıcılarca araştırılmaya muhtaç kıyı oluşumları ve kayalıklar mevcuttur. Bu civarda yer alan kayalıklar balıkçılarca Bebek Kayalıkları diye isimlendirilir ve özellikle sualtı varlığı açısından oldukça zengin bir bölgedir. Fakat ulaşım zorluğu sebebiyle bu bölge dalış için çok değerlendirilememiştir. Bebek kayalıkları reef, duvar ve akıntı dalışları için ve su altı zenginliği ile son zamanlarda dalış programlarına dahil edilen bir bölgedir.

Buna karşılık Ece koyu karadan daha rahat bir ulaşıma sahiptir. Koyun hemen yanından devam eden kayalık kıyı hattı denizaltı yaşamının izlenebileceği önemli yerlerdendir. Yeni yeni kamp konaklamalı dalıcılar tarafından ilgi görmeye başlamıştır.

Büyük Kemikli koyu içerisinde denizden 20-30 mt açıkta iki metre derinlikte bir kıyı çöküntüsüyle kıyıya bağlı adacık etrafında dalış yapılabilir.

Büyük ve Küçük Kemikli burnu arasında yay gibi uzanan Suvla koyu yer alır. Güzel bir kumsala da ev sahipliği yapan bu koy, Çanakale Savaşları sırasında İngiliz ve Anzak askerlerinin çıkartma yaptıkları koylardandır. Büyük ve Küçük Anafartalar’ a yakınlığıyla da, gelir-geçer ziyaretçilerin manzarasını seyretmeye doyamadıkları bir manzarası vardır.

Küçük Kemikli burnunu dönünce artık Saros körfezi Ege Denizi’ nin açık sularına kavuşmuş olur.

LUNDY BATIĞI ( Suvla Koyu ) :

Lundy 1908 yılında İngiltere’ de üretilmiş bir trol gemisiydi. 1. Dünya Savaşı’ nın başlamasıyla mayın tarama göreviyle Çanakkale kıyılarına, İngiliz donanması emrine verilmiştir. 16 Ağustos 1915 yılında, Suvla koyunda batan geminin mayına çarpmış olabileceği veya düşman eline gemesini istemedikleri geri götüremeyecekleri eşyalar arasında görüldüğü için İngilizlerin kendisi tarafından batırıldıığı gibi görüşler vardır. Bu bölgenin çıkarma bölgelerinden biri olduğu düşünülürse, mayınla batmış olması muhtemeldir.

Batık 1987 yılında balıkçılar tarafından keşfedilmiştir. Lundy batığı, bu bölgede en sağlam ve tek parça olarak bize ulaşan popüler bir dalış bölgesidir. Lundy 28 metre derinlikte tamamen kum bir zemin üzerinde ve neredeyse deniz üzerinde yüzdüğü hali gibi düz bir şekilde durmaktadır. Kıç tarafında batığın birşeye çarpmış olabileceğini doğrulayan bir ezilme dışında sağlamdır. Batığın yüzeyinde, korezyon etkisiyle açılmış bölümlerden girilen ambarlarının yüzeyinde birçok deniz canlısı artık kendi yaşam alanlarını oluşturmuş durumdadır. Mavi, mor ve turuncu süngerler, anemonlar, deniz tavşanları, küçük yengeçler, kuma oturduğu yerde büyük kollu istakozlar, küçük karagözler, kendilerini saklayabilecekleri her açıklıkta ise Saros’ un dikkatle yaklaşılması gereken balıkları müren ve orfozlara raslarsınız.

Batık dalışı için çok önemli olan Lundy batığı sualtı fotoğrafçılarının da en gözde dalış bölgelerindendir.

ARITMA GEMİSİ ( Suvla Koyu )

Çanakkale Savaşları sırasında, İngilizlere su arıtmak için kullanılan geminin batığı da bu isimle anılmaktadır. Arıtma batığı… Batık konum olarak Suvla koyunda, kıyıya yakın ve korunaklı bir mevkide yer alır. Bu korunaklı yönüyle dalışını daha sıkıntısız gören dalıcılar tarafından, ikinci dalış noktası veya kötü havalarda dalınacak yerler arasında değerlendirilir. Zira, koyda dalış yapılacak Lundy batığı ile Anzak ve İngiliz flikaları da bulunmaktadır.

Arıtma batığı her seviyeden dalıcı için uygun bir dalış bölgesidir. Genel hatlarıyla korunabilmiş bir batıktır. Deniz suyunu arıtmak için kullanılan 3 adet kazanı ve serpantileri ile deniz seviyesinin 14 metre derinliğinde görülebilmektedir.

ÇIKARTMA FIRKATEYNLERİ

Suvla koyu ve daha ötesindeki Arıburnu mevkii İngiliz ve Anzaklar’ın karaya çıkarılması için kullanılmış çeşitli boylarda flikaların batıklarına da ev sahipliği yapmaktadır. Bu batıklardan bazıları 3-4 metrelerde kum yüzeye saplanmış halde görülebilmektedir. Buna karşılık daha büyükçe çıkarma fırkateynlerinden ikisi Suvla koyunun kuzybatısında 14 ve 27 metre derinlikte gözlenmektedir.

Facebookpinterestmail