Yitirilen Tarih; Çorlu Çukur Çeşme
Çorlu hızlı kentleşmenin en hızlı yaşandığı Trakya yerleşimlerinin başında geliyor. İmar iskan faaliyetleri, ardı arkası kesilmeyen alt ve üst yapı çalışmaları, geleceği değil anı kurtarmaya çalışan şehir planlamacılığı, üzerine bir de doğal çevre koşulları ile insan faktörü eklenince, bu durumdan en hızlı etkilenenler şehirde zaten az sayıda olan kültür varlıkları oluyor. Şehrin en işlek yerlerinden biri olan Kumyol Caddesi üzerinde ve şehir merkezi olarak değerlendirebileceğimiz Cumhuriyet Meydanı’na hepi topu 150 metre uzaklıkta bulunan tarihi Çukur Çeşme, kent dokusu içerisinde göz göre göre kaybettiğimiz o değerlerden en dikkat çekeni.
Gözümüzün önünde yitirilen tarih
Tarihi Çukur Çeşme otogar yönünden gelerek Çorlu Belediyesi’nin hemen adından Heykel Meydanı’na uzanan Kumyol Caddesi ile Çukur Çeşme Sokağı’nın kesiştiği köşede yer alıyor. Çorlu’nun Tarihi Çeşmeleri üzerine araştırmalarıyla tanıdığımız Ferize Şen BALKI, çalışmasında çeşmenin 200 yıla yakın bir tarihi geçmişi olduğu tespitine yer veriyor.
Zamanın ve tüm çevresel koşulların tahribatına direnerek bir şekilde günümüze kadar gelmeyi başarmış tarihi çeşme, son aylarda insan faktörlü olduğu aşikar hızlı bir yok oluşla karşı karşya. Çatı kaplaması açılmış, tuğla duvarları adeta balyozla vurulmuşçasına aşındırılmış ve ön cephesindeki yalak, su musluğu vb… detayları yitirilmiş durumda. Her gün önünden binlerce kişinin geçtiği bir ana arter üzerinde bulunan çeşme ne yazık ki gözümüzün önünde yitip gidiyor. Buna rağmen ilgililerin henüz bir koruma ve yeniden ayağa kaldırma çalışmasına girişmemiş olması çok daha düşündürücü.
Tarihi Çukur Çeşme
Sanat tarihçisi Ferize Şen BALKI, Çorlu’nun Tarihi Çeşmeleri çalışmasından tarihi Çukur Çeşme hakkında şu tespitlere yer vermektedir :
Çukur Çeşme, bulunduğu mahalleye de adını veren çeşme, “mahalle meydan çeşmesi” olarak yapılmıştır. Ön cephesi kesme ( kefeki ) taşından yapılmış olup, suyu arkasında yer alan hazneden gelmektedir. Yan duvarları tuğladan örülmüş,tavanı ahşaptandır. Günümüzde çeşmenin yan duvarları badanalanmıştır.
Çeşmenin en belirgin süslemesi, duvarlarla çatının birleştiği noktadaki tuğla örgü sistemi ile yapılmış olan bölümüdür. Bu mimari süsleme tarzının, miladi 1711 yılında İstanbul Ayvansaray’da yapılmış olan “Hatice Sultan Çeşmesi” ile aynı karakterde olduğu görülmektedir.
Günümüzde kitabesinin tamamı altın yaldızla boyanmıştır. Genellikle restorasyonlarda çeşme, mezar taşı, cami vb. pek çok eserin kitabelerinin zeminlerinin orijinal haliyle ya da siyah, yeşil, kırmızı gibi değişik renklerle boyanmakta olup, sadece hat kısmı yaldızlanmaktadır.
Çeşmenin kitabesi istifli celi sülüs yazı olup, yazı dili Osmanlıca ( Eski Türkçe )’ dır. Kitabe üç satır halinde yazılmıştır. Yazılar kartuş içerisine alınmıştır.
Kitabede;
Sahib’ül-hayrat al-i dara el sa adatü’l şerife
İdris ağa hazretleri Çorlu’da bu çeşmeyi hasbetenlillah
Te’ala müceddid alavechili ekmel’ü ağrarr’ü tamir etmiştir.
Günümüz Türkçesi ile ;
Hayır sahibi, yüce soylu ( varlıklı ) seyitlerden
İdris ağa hazretleri bu çeşmeyi Allah yolunda yücelmek için yenileyerek,
En kusursuz şekilde akması için tamir ettirmiştir…yazmaktadır.
Çeşmenin kitabesinde tarih yoktur. Fakat kitabenin görünümüne bakarsak iyi durumda olduğunu ve bunun yaklaşık 200 yıllık bir geçmişi olduğunu söyleyebiliriz. Kitabenin yazısından da anlaşılacağı gibi, kitabenin tamir kitabesi olduğunu ve tamir ettiren kişinin Seyitler’den ( Hz. Muhammed’in soyundan gelen…) İdris Ağa olduğunu öğreniyoruz.
Evliya Çelebi’nin ( 1611-1682 ) Seyahatname’sinde geçen bazı çeşmelerin günümüzde hangi çeşmelere karşılık geldiği tam olarak bilinmemektedir. Belki de bu çeşmelerden biri Çukur Çeşme’ye dönüşmüş olabilir.
17. ve 18. yüzyılların Osmanlı İmparatorluğu’nda meydan çeşmelerinin en çok yapıldığı dönem olduğunu dikkate alırsak, bu çeşmelerin de o dönemlerde tamir edilmiş olma ihtimali vardır. Çünkü Osmanlı İmparatorluğu’nda kişiler hayrat yaptırmak istedikleri zaman, gerekli izinler alınıp bu konuda mevcut yapılardan restorasyona ihtiyaç duyan varsa öncelikle onun tamir ettirilmesiydi. Yeni yapılmasından ziyade tamir ettirilip, tamir kitabesi de yapının üzerine ilave edilmekteydi.
Bu bilgi ile hareket edildiğinde burada bulunan mevcut çeşme tamir ettirilmiş, yerine de tamir kitabesi konulmuştur. Bu konudaki güzel örneklerden birisi de, yine Çorlu’daki Kanuni Sultan Süleyman Camisi’ndeki tamir kitabesidir.
Bu kitabeler çeşmelerde ve yapılarda süs olmasından ziyade,o çeşmelerden su içen yolcunun bunları okuyup, yaptıranın ismini bilip, ona hayır dua etmesi içindir.