Zamana Direnen Bir Kırkpınar Geleneği; Pehlivan Hamamı
Kırkpınar’ın UNESCO tarafından “İnsanlığın Somut Olmayan Kültür Mirası” listesinde yer almasına dair gerekçenin temelini, asırlardır sürdürülen bu geleneğin onu kimlikli kılan ritüelleri ile birlikte geleceğe aktarılması beklentisi oluşturur.
Gelgelelim Kırkpınar’a ait bazı ritüeller zamanın aşındırmasına karşı daha dirençsiz düşerek kaybolma tehlikesiyle karşı karşıya gelmiştir. Bunlardan biri de Kırkpınar yağlı güreşlerinin bitiminde gerçekleştirilen “pehlivan hamamı” geleneğidir.
Pehlivan Hamamı…
Çetin geçen yağlı güreş müsabakaları sonrası Kırkpınar başpehlivanı Sarayiçi Er Meydanı’nda altın kemerini takar, yaklaşık 2 kilometrelik yolu beraberindeki kortej eşliğinde yürür, yol boylarındaki halkı selamlar, kendisine yapılan sevgi gösterilerine karşılık verirdi. Yolun sonunda, ki burası genellikle şehir merkezi diyebileceğimiz Eski Cami ile Selimiye Meydanı civarı olurdu, yağlarından arınmak ve dinlenmek üzere Edirne’nin tarihi hamamlarından birine girerdi.
“Pehlivan hamamı” geleneği için özellikle tahis edilmiş özel bir hamam yoktu. Bu bazen Saray Hamamı, bazen Sokollu Hamamı, bazen de Mezitbey Hamamı olabiliyordu. Örneğin; Mezitbey Hamamı işletmecisi Mustafa KAYABAŞI Recep KARA, Osman AYNUR, Ahmet TAŞCI, Ali GÜRBÜZ gibi başpehlivanları ağırladıklarını söylerken; 2015 yılı 654.Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri Başpehlivanı Orhan OKULU bu geleneği bozmayarak soluğu tarihi Saray Hamamı’nda almıştır.
Bu hamamların işletmecileri maddi bir çıkar ummaksızın başpehlivanı ağırlamanın onurunu gözetirler, yine de zaman zaman kendilerine başpehlivanın ekibince verilen bahşişlere nail olurlardı.
Öte yandan pehlivan hamamına bazen başpehlivanın çayırdaki rakiplerinin de katıldığı olur, böylelikle rekabetin çayırda, dostluğun ise ebedi olduğu vurgulanırdı.
Pehlivan hamamı sonrası yeniden kortej düzenlenir, o senenin başpehlivanı Kırkpınar ağası ve yerel yöneticiler eşliğinde şehrin caddelerinde, meydanlarında gezdirilir, halkı selamlar, o gece Edirneliler’in misafiri olurdu.
Bu gelenek ne yazık ki zamana yenik düşme tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştır. Bunun sebeplerinden biri Kırkpınar güreşlerinin düzenlendiği alanda pehlivanların temizlenebilmesi için yapılan duşların sağladığı kolaylık, başpehlivanların burada alelacele yıkanmak istemesi iken; bir diğer sebebi ise başpehlivanlara konaklama ihtiyacını sağlayan otellerin sunduğu konfordur. Öte yandan, ulaşım imkanlarının artmış olmasının da geri planda bir etkisi vardır. O yılın başpehlivanları kendi memleketlerinde bir an evvel karşılanmak istenmekte, bunun için başpehlivan ve ekibi olabildiğince çabuk yola düşerek Edirne’den ayrılmak istemektedir.
Sözün hasılı; altı küsur asırdır sürdürülen Kırkpınar geleneği onu kimlikli kılan ritüelleri ile geleceğe taşınmalıdır. Bunun korunması için Kırkpınar geleneği içerisinde rolü bulunan her kesime görev düşmektedir.


