Zamanın Maskeleri; Kukerlandia

Yambol’un ünlü Kukerlandia Festivali’nin ön gösterimi, Interreg-IPA Bulgaristan-Türkiye Sınır Ötesi İşbirliği Programı ‘Yambol ve Edirne; Tunca’nın İki Şehri’ isimli proje kapsamında, 15 Şubat 2018 tarihinde Edirne’de yapılmıştı. Edirne’nin turizm çekim merkezlerinden biri olan Saraçlar Caddesi’nde ağırlanan Yambol Kukeri Ekibi  gösterileri ve kostümleri ile göz doldurmuş, yerel ve ulusal basında kendine yer bulmuştu.

Tarih boyunca ortak coğrafyalarda yaşamış Balkan halklarının kültür geçişleriyle kendilerine özgüleştirdikleri, benzer ritüellere sahip birçok halk takvimi kutlaması bulunmaktadır. Günümüzde Doğu ve Güneydoğu Bulgaristan’da kutlanan Kukerlandia geleneği onlardan biridir. Türkiye Trakya’sında kendine karşılık bulan bazı bahar şenliklerinin ritüelleri ile dirsek temasındaki geleneği Trakya Gezi Rehberi okuyucuları ile paylaşıyoruz.

Halk Takviminin Sezgisel Yaprakları

Halk takvimi için, bir yörede hayatlarını özellikle yoğun tarımsal faaliyetlerle sürdüren toplulukların zaman ve iklimsel ilişkiler arasında gözlemledikleri uzun yıllara dayanan deneyimlerden edindikleri bilgi birikimi denilebilir. Bu bilgi birikimi kırsal yaşamın şekillenmesinde büyük rol oynar. Uzun yıllara dayanan zaman ve iklim döngüsüne dair deneyimler, sosyal hayatın devamlılığında rol oynayan tarımsal ve iktisadi faaliyetleri olumlu ya da olumsuz yönde etkiler.

Kukerlandia © Yılmaz AYNALI

Mevsimlerin devinimi insan topluluklarının davranış şekillerini, tabiata dair korkularını, kaygılarını, ümitlerini besleyen bir öğe olagelmiştir. Çoğu zaman bunun üzerine bir kültür inşa etmişler, çeşitli ritüellerle, kutlamalarla sonraki kuşaklara aktarmışlardır.

1970’li yıllara değil Kırklareli’nin bazı köylerinde izlerine rastladığımız “Kukla-Cemal Oyunu”, “Yağmur Dadalası” ve Keşan’ın Çamlıca beldesinde yeniden yaşatılmaya çalışılan “Bocuk Gecesi” ile benzerlikleri bulunan, köklerini Balkan coğrafyasında toprağa salmış olan Kukerlandia geleneği de böylesi bir kutlamadır.

Kukerlandia

Kırklareli’nin sınır komşusu Bulgaristan’da baharın gelişinin müjdeleyicisi geleneklerin başında Kukerlandia gelir. Kukerlandia kendine has ritüelleri olan, buna karşılık birbirine yakın yerleşimler arasında bile küçük nüanslar ile farklılaşarak zenginleşmiş bir kışa veda, baharı karşılama kutlamasıdır. Kökleri antik dönemlere uzanan bu kutlamanın şarap ve zevk tanrısı Dionysoss’a adandığı savı güçlüdür. Pagan kültürün öğeleri geleneğin ritüelleri üzerinde oldukça etkilidir.

Zamanın Maskeleri / Yambol © Yılmaz AYNALI

Bulgaristan’ın farklı bölgelerinde kutlanan geleneğin izlerine, farklılaşmış haliyle olsa bile Batı Trakya da rastlıyoruz. Türkiye Trakyası’nda kutlanan “Bocuk Gecesi” ve Kırklareli’nde eski göçmenlerce 70’li yıllara değin cılız ritüellerle yaşatılmış “Kukla-Cemal Oyunu” ile “Yağmur Dadalası” Balkanlar’da canlılığını halen koruyan Kukerlandia geleneğiyle ilişkilendirilebilir.

Önceleri Doğu ve Güneydoğu Bulgaristan’ın kırsal bölgelerinde yerel bir şenlik olarak kutlanan Kukerlandia, günümüzde ülkenin Yambol kentinde kutlanan “Yambol Uluslararası Kukerlandia Festivali”ne dönüşmüştür. Festivale dönüştüğü için yerel yöneticilerin kararıyla Şubat’ın son haftası yahut Mart ayının ilk haftası kutlanan festival, Bulgaristan’dan olduğu kadar Bulgaristan dışından gelen binlerce ziyaretçiyi yöreye çekmektedir. Kulerlandia’nın popüler bir kültür öğesine dönüşmesi, geleneksel köklerden beslenen ritüellerinden ziyade bir maske festivali havasında sunulması, geleneğin kökleriyle olan bağının zaman içinde zayıflaması gibi bir riski barındırmaktadır.

Yambol Kukerlandia Festivali © Yılmaz AYNALI

Bulgaristan’ın Yambol, Sliven, Burgas gibi kentleri ve çevresindeki köylerde diriliğini koruyan Kukerlandia şenliklerine katılanlar, üzerlerinde çoğunlukla hayvan postundan kostümler, başlarında renkli iplikler, kumaşlar, kurdeleler ile süslenmiş yüzü kapatan başlıklar giyerler. Başlıkların temel öğelerinden biri de burun, baş gibi bölümlerinin hayvanlardan elde edilen boynuz parçalarıyla zenginleştirilmesidir.

Kukeri oyunu çıkartan bu kişiler bellerine geniş bir kuşak takarlar ve bu kuşağa belleri çevresince birkaç sıra büyük bakır çanlar bağlarlar. Yürürken ve Kukeri horonu oynarken bu çanlardan çıkan sesler, maskelerin ve rengarenk kostümlerin yarattığı havayla bir korku öğesine dönüşür. Kötü ruhların kırsal kesimlerde sürülere ve tarım alanlarına dadanan yaban hayvanlarının korkutulması, uzaklaştırılması, baharın gelişiyle arzu edilen bereketin kötülük saçan bu öğelerce çalınmaması dilenmiş olur.

Kukerlandia / Yambol © Yılmaz AYNALI

Kostümler yöreden yöreye değişiklik göstermektedir. Genellikle yukarıda bahsettiğimiz gibi hayvan postları tercih edilirken, Gluşnik gibi bazı köylerde “Kitenitsi” denilen dokumalar kullanılır. Kırmızı ve tonları güneşin toprağı ve havayı ısıtmasını, doğada canlılığın başlamasını temsil ederkeb; siyah, kahverengi ve mavi tonlar toprak ile suyun birlikteliğini temsil eder. Böylece bereketi getirecek olan tüm iklim elemanları bu kostümlerde işlenmiş olur. Kostümler üzerindeki çanlar ve diğer aksesuarlarla birlikte 40-50 kilogram ağırlığa kadar ulaşabilmektedir.

Kukeri oyunu çıkartanlar sabahın ilk saatlerinde “Çar” adını verdikleri bir kişinin evinde toplanarak tek tek o yerleşimdeki evleri dolaşmaya başlarlar. “Çar” erkekliği, gücü temsil ederken, beraberinde doğurganlığı, bereketi simgeleyen bir “ana” ya da “gelin” figürü bulunur. “Gelin” ya da “ana” dediğimiz karakter kapsını çaldıkları evde sözü geçen evin sahibini teatral bir gösteriyle -sözde- traş eder. Bunun karşılığında ev sahibinin kilerinden sepetine ayva, mısır, ceviz, badem bazen de boyanmış yumurta gibi yiyecekler alır.

Yambol Maske Festivali © Yılmaz AYNALI

Evden ayrılan Kukeri ekibi sokaklar boyunca yürüyerek köyün evlerini dolaşır. Bellerine bağladıkları çanlarla sesler çıkartan, maskeleriyle sokaklarda rastladıkları kişileri korkutmaya çalışan kişiler ev ev dolaşırlar, bir yandan da sokaklar boyunca peşlerine taktıkları halkla birlikte o yerleşim yerinin meydanına varırlar.

Meydana varan Kukerler burada gösterilerine devam ederler. Kukerlandia ile özleşmiş bir çeşit horon türü oyun oynanır. Bazı yörerlerde ise meydanın orta yerinde bir şenlik ateşi yakılarak oyunlar bu ateşin etrafında gerçekleştirilir.

En renklisine Bulgaristan’ın Yambol kentinde rastladığımız Kukerlandia festivalinin UNESCO Somut Olmayan Kültür Mirası Listesi’nde yerini alması için girişimler sürdürülmektedir.

Yukarıda da bahsettiğimiz üzere, Türkiye gibi özellikle Bulgaristan’a komşu olan Balkan ülkelerinden Kukerlandia Festivali’ne yıldan yıla artan bir ilgi gözlemlenmekte; turizim şirketleri haftalar öncesinden duyurusunu yaptıkları festivale kültür ve fotoğraf turları düzenlemektedir.

Yazı : Dinçer ALABAŞOĞLU

Fotoğraflar : Yekta Ali KURTULUŞ ( Açılış Fotoğrafı ) / Yılmaz AYNALI

Not : Kukerlandia içeriğimiz Lüleburgaz’da yayın yapan Arcadia Dergisi’nin Mart 2015 sayısında yer bulmuştur.

Facebookpinterestmail