Kırklareli Valiliği Kültür ve Sanat Evi

Şehrin muhtelif yerlerinde bulunan mimari örnekler çoğunlukla 19. Ve 20. Yüzyılın başlarına ait yapılardır. Bir kısmı neo-klasik stilde Rum ustalar tarafından yapılmış ve halen mesken olarak kullanılmaktadır.

Kırklareli geleneksel kültürünü yansıtan bölümlerden oluşan Türk Ocağı Binası –günümüzde İl Özel İdaresi’ne ait Kültür ve Sanat Evi olarak hizmet vermektedir- Yayla Mahallesi meydanına çıkan yolun solunda bulunur. 3 katlı taş yapı gösterişli mimarisi ve iç mekanlardaki süslemeleri ile dikkat çekicidir. Dr. Peterkof’un Konağı olarak bilinen yapı, Cumhuriyet’in kuruluşundan sonra Halk Fırkası’nın mülkiyetine geçmiş, 1932 yılına kadar Türk Ocağı olarak hizmet vermiştir. Ulu önder Atatürk 20 Aralık 1930 yılında Kırklareli’ni ziyaret ettiğinde bu binada Kırklareli halkına seslenerek “kültür ve uygarlık” hakkındaki görüşlerini açıklamıştır.

Kırklareli Valiliği İl Özel İdaresi Kültür ve Sanat Evi

Türk Ocağı kapatıldıktan sonra bina Çocuk Esirgeme Kurumu’na verilmiş, 1944 yılına kadar Çocuk Yuvası olarak kullanılmıştır. Daha sonraları Verem Savaş Dispanseri olarak hizmet veren bina 2002 yılında İl Özel İdaresi tarafından satın alınmış ve 2016 yılında Kırklareli’nin geleneksel kültürünün yansıtıldığı “Kültür ve Sanat Evi”ne dönüştürülmüştür.

Giriş Katı ( Birinci Kat ) Canlandırmaları

Yayla Mahallesi meydanına çıkan yokuşun solunda yer alan ve Kırklareli Valiliği İl Özel İdaresi himayesinde hizmet veren Kültür ve Sanat Evi’ne cadde kotundan bir dizi merdivenle yükselen merdivenlerle çıkılır. İki kanatlı yüksekçe ahşap kapının ardında yer alan birkaç merdiven bizi sağlı sollu dizilmiş üçerden altı odanın açıldığı genişçe bir hole kavuşturur. Tam karşıda üst kata çıkan ve alt kata inen merdivenler ile bahçeye açılan ikinci bir kapı yer alır. Holün ortasında ve sağda konumlanmış bir danışma bankosu ve arkasında Kültür ve Sanat Evi görevlilerinin kullandığı bir yönetici odası yer almaktadır.

Birinci katta yer alan diğer beş odada genel olarak düğün merasimi ve mutfak kültürü konsepti, bu konsepti destekleyen objelerin yer aldığı dekor bütünlüğü, yazılı, sesli ve görsel bilgilendirme panoları ve hiperrealistik mankenler eşliğinde işlenmektedir.

Damat Tıraşı Canlandırması

Ana kapıdan girişte solda yer alan ilk odada Kırklareli’nde düğün merasimlerinde damat evinde yaşatılan bir gelenek olan “damat tıraşı” canlandırılmaktadır. Odaya girişinizle birlikte düğünlerde davul zurna ile icra edilen yöre müzikleri çalmaya başlar ve müzik bu atmosferi tamamlar.

Bu odayı takip eden ve yine sağda yer alan diğer odada, düğün öncesi gençlerin birbirini tanımak ve sosyalleşmek için çokça kullandığı meydan çeşmeleri üzerinden bir düğün merasimi konseptinin bir başka öğesi işlenmektedir. Kırklareli’nin tarihi çeşmelerinin anlatıldığı panonun karşısında, halk arasında Hapisane Çeşmesi olarak bilinen çeşme başında görüşen iki genç, iki yavuklu yine hiperrealistik mankenler eşliğinde betimlenmektedir.

Çeşme Başı Buluşmaları

Yukarıda da bahsettiğimiz gibi, sağda, danışma bankosunun ardında bir diğer üçüncü oda olan yönetici odası yer almaktadır.

Ana girişin hemen solunda, “damat tıraşı”nın canlandırıldığı odanın tam karşısında, bir başka düğün geleneği olan ve gelin evinde gerçekleştirilen “kına gecesi” canlandırılmaktadır. Canlandırmalara yazılı bilgilendirme panosuna ilaveten duvara yansıtılan bir de video anlatım eşlik etmektedir.

Kına gecesi canlandırmasının olduğu bu odadan bir iç kapıyla ikinci bir odaya geçilir. Bebek odası ve beşik canlandırmasının yer aldığı bu odanın hole açılan kapısı ise kapalı tutulmaktadır.

Kına Gecesi Canlandırmas

Bebek odasından yine bir iç kapıyla holün solunda yer aln ve üst kata çıkan merdivenlerin yanı başındaki üçüncü odaya geçilir. Bu odanın ayrıca hole açılan bir kapısı bulunmaktadır. Kırklareli ve Balkan mutfak kültürünün önemli bir öğesi olan “peçka” canlandırması üzerinden bir anlatıma gidilmektedir.

Peçka ve Mutfak Canlandırması

Hala köy mutfaklarında diriliğini taşıyan peçka, yöre mutfaklarında hem yemeklerin pişirilmesi, hem fırınlanması, hem de ısınmak için kullanılan toprak ve sac-demir kullanılarak yapılmış bir nevi sobadır. Günümüzde çeşitli metal alaşımlarla imal edilen kuzinenin eski örnekleri olduğunu söyleyebiliriz. Yemekler bu peçkalarda pişirilir, ekmekler, börekler fırınlanır, yemek sonunda bulaşıkların yıkanması için gerekli su üzerine oturtulan güğümlerde kaynatılır, çaydanlıklar yemek sonrasına hazır olmak üzere bir köşesinde kaynar, ateşin yakıldığı gözde yer alan közlerde mısırlar, kumpirler közlenir, sobanın üzerine serilen maşa üzerinde mis gibi köy ekmekleri kızartılırdı.

Sofra Canlandırması

Odada aynı zamanda Kırklareli köy mutfaklarında görülebilecek öğelerle zenginleştirilmiş bir sofra canlandırmasına yer verilmektedir.

Peçka odasından çıkıp, hemen yanından yarım daire şeklinde dönerek yükselen ahşap merdivenlerle üt kata çıkılır. Merdivenlerin üst kısımında eski ev ve mutfak eşyalarından objeler sergilenmektedir.

İkinci Kata Çıkan Merdivenler

İkinci Kat Canlandırmaları

Merdivenleri çıkar çıkmaz sağ taraftaki hol boşluğunda Mustafa kemal ATATÜRK canlandırması, ulu önderimizin 20 Aralık 1930 tarihinde Kırklareli’ni ziyareti sırasında bu binada konaklamasına atıf yapılmaktadır. Duvardaki bilgilendirme panolarına ATATÜRK canlandırmasının yanı başındaki eski bir gramofon eşlik etmektedir.

ATATÜRK Köşesi

Uzunlamasına holün sağında ve solunda ikişerden dört oda yer almaktadır. Holün orta yerinde ise iki camekanlı masa içerisinde Kırklareli geleneksel el işlerine ait örnekler sergilenmektedir. Duvardaki camekanlı panolarda yer alan geleneksel giyim kuşam örneklerine eski Kırklareli fotoğrafları eşlik etmektedir.

El İşleri ve Giyim Kuşam Sergilemes

Merdivenlerin hemen başında soldaki odada Kırklareli’nin en büyük bilinirlik öğelerinden ve en önemli gelir kapılarından biri olan “peynircilik” üzerine bir canlandırma yer almaktadır. Kırklareli peynirleri Türkiye çapında meşhurdur. Geleneklerden damıtılan ve günümüze taşınan bu meslek dalı canlandırmalı olarak ve bilgilendirme panoları ile işlenmektedir.

Kırklareli Peynirciliği

Bu odanın yanında birleştirilerek büyükçe bir salona dönüştürülmüş, hole iki kapıyla açılan bir başka oda yer almaktadır. Bu oda çeşitli toplantılar ve sunumlar için kullanılmaktadır.

Merdivenleri çıkınca, Atatürk canlandırmasının hemen yanında ve sağda yer alan ilk odada tarhana ve pekmez yapımı üzerinden yörenin mutfak kültüründen bir kesit yine mankenler, objeler ve bilgilendirme panoları yardımıyla aktarılmaktadır. Sedenka denilen imece usulüyle yürütülen kışlık hazırlıklarının en önemli öğelerinden ikisi olan pekmez yapımı ve Trakya tarhanası yapımı gerçeğini aratmayacak canlılıkla aktarılmaktadır.

Kışlık Hazırlıkları Canlandırması

Bu odanın yanındaki oda yine karşısında yer alan toplantı salonu gibi alt kattakilere göre daha büyükçe bir odadır. Bu odada bir köy evi ve sohbet ortamı dekoru üzerinden yörenin meşhur dokumacılık kültürü ve örgü kültürü aktarılmaktadır.

Yörede Poyralı ve Ertuğrul köylerinde sürdürülen dokumacılık geleneği özel bir yerde durur. Hala işleyen tezgahlar bulunmakta, bu el sanatı gelecek kuşaklara aktarılmaktadır. Bu odadaki canlandırmada bir köy evi ortamında sohbet eden kadınlardan biri yün eğerken, diğeri de tezgahının başında kilim dokumaktadır. Yerde serili çergelere duvardaki başka örnekler ve tığ işleri eşlik etmektedir.

Kırklareli El Dokumaları ve Köy Yaşamı

Bu odanın yanındaki oda yine karşısında yer alan toplantı salonu gibi alt kattakilere göre daha büyükçe bir odadır. Bu odada bir köy evi ve sohbet ortamı dekoru üzerinden yörenin meşhur dokumacılık kültürü ve örgü kültürü aktarılmaktadır. Yörede Poyralı ve Ertuğrul köylerinde sürdürülen dokumacılık geleneği özel bir yerde durur. Hala işleyen tezgahlar bulunmakta, bu el sanatı gelecek kuşaklara aktarılmaktadır. Bu odadaki canlandırmada bir köy evi ortamında sohbet eden kadınlardan biri yün eğerken, diğeri de tezgahının başında kilim dokumaktadır. Yerde serili çergelere duvardaki başka örnekler ve tığ işleri eşlik etmektedir.

Mesleki Canlandırma ve Pazar Yeri ( Zemin Kat )

Üst kattan önce birinci kata, dışarıya bahçeye açılan kapıların hemen başından yarım daire çizerek alçalan ahşap merdivenlerle zemin kata inilir. Merdivenlerin bitiminde hemen sol tarafta boylu boyunca uzanan bir bölümde kaybolmaya yüz tutan zanaatlardan süpürgecilik ve sepet örgücülüğü temaları işlenmektedir.

Süpürgecilik ve Sepet Örgücülüğü

Bu bölümün sonunda ise seyyar tezgahı ile satış yapan ve yörenin kadim bağcılık geleneğinden gelen hardaliye üreticisi ve üzüm satıcısı canlandırması yer almaktadır.

Kırklareli Bağcılığı ve Hardaliye

Zemin kata inen bu ahşap merdivenlerin hemen sağıda yörenin kaybolmaya yüz tutmuş bir başka zanaatı olan çömlekçilik ele alınmaktadır. Merdiven boşluğunun hemen altında topraktan yapılmış ve yapılan çömleklerin kurutulduğu bir fırın göze çarpar. Çömlek yaptığı tezgahının başında betimlenen çömlekçinin sağında ve solunda bir dönem özellikle üzüm şıralarının konduğu, başka yiyecek ve içeceklerin saklandığı büyük küpler eşlik etmektedir. Geçtiğimiz yüzyılın ortalarına kadar onlarla sayılan çömlek ocaklarından geriye günümüzde bu zanaatın son temsilcisi olan ve daha önce bir başka yazımıza konu olan Hüseyin ÇOKAN usta kalmıştır.

Çömlekçilik

Zemin kattaki kapıdan ve birinci katta merdiven boşluğunun gerisindeki kapıdan arka bahçeye çıkılmaktadır. Yüksek duvarlarla mahalle bütünlüğünden gizlenmiş bahçede su kuyusu, bir meydan çeşmesi canlandırması ile büyükçe bir toprak küp gibi öğeler ile mekanın atmosferi hareketlendirilmiştir. Bahçenin arka tarafındaki kapıdan bir ara sokağa, yan tarafındaki kapıdan ise ilk girişi yaptığımız Yayla Mahallesi meydanına uzanan caddeye çıkılmaktadır.

Kültür ve Sanat Evi’nin bahçeye açılan arka kapısı
Kültür ve Sanat Evi’nin bahçesi

Kırklareli Valiliği İl Özel İdaresi Kültür ve Sanat Evi, Pazartesi günleri hariç diğer günlerde mesai saatleri içerisinde ücretsiz ziyaret edilebilir.

Facebookpinterestmail